HAYAT FAZLASIYLA CİDDİYET İSTER

Yaşamı anlamlandırmak için verilen her uğraş insanı yıpratıyor. Yalnız bunu yapan insan sayısı bir elin parmağını geçmez. Kimse bile bile yıpranmayı, ezilmeyi, derinlerde kaybolmayı arzu etmez. Etrafınıza bakın huzura talip olmak isteyenler ile dertlenmek isteyenlere. Herkes yakınıyor. Anlam için değil. Hakikate ulaşmak için ise hiç değil. Çünkü herkes maddi olan hayatın yükünü atlatıp huzura kavuşmak istiyor. Herkes iyi bir yuva kurmanın derdinde. Manevi tasa yok. Bilgiye aç olmak kimsenin harcı değil bu yüzden. 


Hayat ciddiyet ister. Hem de fazlasıyla. Varını kaybetmek pahasına senden alıp götürür seni. Bir nevi silip süpürür benliğini. Ortada yapayalnız kalırsın. Herkesten yoksun  tek başına hülyalar aleminde kaybolursun. Yüzünü ciddiyet sarar. Maskenin ardında saklayabileceğin bir şeyin kalmaz bu yüzden maskeye ihtiyaç yoktur. Yüzüne yansıyan yaşamın ağır yükü yani tasası olur.

Soluksuz, kirli bir yaşamın üstesinden gelmek, onu yorumlamak, hemhal olmak trajediye açılan kapıya adım atmaktır. Yaşanmışlık işte bunun sayesinde var olur. Eğer acıyı bedeninde değil de kalbinde hissedebiliyorsan ve aklın artık bunları taşıyamayacak kadar ağırlaşıyorsa bu yaşanmış olur. Istırap varsa kalbin kırıldığına işaretinin olduğunun göstergesidir. Şimdi yaşamın gerçek yüzüyle karşılaşan biri nasıl sıradan insanlar gibi davranabilir. Deliler topluma ayak uydurabilir mi ya da dâhiler toplumun içinde kendini nasıl rahat hissediyor, hissedebiliyor mu?
Yaşamı meczupların ve dâhilerin gözünden seyrederseniz acı bir gerçeğe varırsınız, dünya yaşanılacak bir yer değil.

Hayaller aleminden reel aleme geçişte içten sahici bir ah kopar. Gözyaşı ile sulanmayan hayatların yaşanmışlık derecesi de zayıftır. Bundan dolayı bedbaht kimselerin yüz ifadelerinde pişmanlığın o acı tarifi vardır. Pişmanlık duyulmayan hayat mı olur? Yanlış ile yol almayan biri doğruya uzanmaktan bahsedebilir mi? 
İşte soruların cevapsız kalmaması için yaşamın eziyeti çehremize ağır basıyor.

Dünya hayatını eğlenceden ibaret gören, kahkaha tufanına boğan insanlar için burası zevkler alemidir. Düşünenler için ise tam tersidir. Aklını yitirmek pahasına anlam vermeye çalıştığı için ciddiyet onu çepeçevre sarar. Uyumsuz olur. Topluma uymak için her başvurduğu yol, boşuna bir bocalamanın işareti olur.


 



Yorumlar

Yorum Gönder

EN ÇOK OKUNANLAR

VANİTAS VANİTATUM HOMO

HİÇLİK ÜZERİNE DERSLER

İNSAN ULAŞAMADIĞI HEDEFİN HAYALLERİYLE YAŞAR

NEREYE GİDERSEM GİDEYİM ORADA BENİ YAKALAYIVERİR HÜZÜN

DİPLOMALI STATÜ GEVEZELİĞİ

ETİK DAVRANIŞLARI ÜZERİNE SAPTAMALAR