Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HER İNSAN BİR TAKLİDİN ÜRÜNÜDÜR

Resim
Gerçekte hiç kimse nev'i şahsına münhasır değildir. Herkes bir taklidin ve taklitlerin ürünüdür. Bu taklitçilik görerek, yaparak ve okuyarak kazanılır. Doğumdan itibaren çevremizle etkileşim halindeyiz. Bu etki-tepki içerisinde yaptıklarımız, gördüklerimiz ve okuduklarımız bizim karakterimizi, mizacımızı oluşturur. Her fikirde olduğu gibi her söylediklerimizde bir taklitçilik bir başkasına meyletme söz konusudur. İşbu ayıplanacak ve küçümsenecek bir vaziyet değildir. Bunun farkında olmak ise meziyettir. Her insanın kendini bambaşka biri olarak tasvir ederken bunun bilincinde hareket etmesi gerekir. Böylece kibir tınısının duyulması engellenmiş olur. Engellenemezse dahi azaltılmış olur. Çünkü her insan kendinde büyütülecek bir erdem bulur. Doğru ya da yanlış olsun. İnsanlar emek verdiği konularda kendini değerli atfederek diğerlerini hafiften küçümser gibi göstermeye çalışır. Söz arasında bunları ona söylemeye çalışırsan bunu da inkâr etmiş olur. Unutmayın kendinizi en iyi bilen ken

MEMLEKETİMİN RENKLERİ 'BİR BAŞKADIR'

Resim
Toplumun kılcal damarlarına nüfuz eden bir dizi üzerine düşünmek ve kültür-sanat gelişimine katkı bulunmak amacıyla bir yorum getirmek artık benim için bir elzemdir. Yaşadığımız muhit, etkileşimde bulunduğumuz çevre ve hayata dokunmak açısından bizi kendimizle yüzleştirme cesareti sağlayan 'bir başkadır' yapıtı son derece önem arz ediyor.  Sınıfsallıktan ötürü 'öteki' hâle gelen her ferdin feryadını işitmek zorundayız. Yoksa  bunun faturası yalnızca bireyi değil topluma sirayet etmesi kaçınılmazdır. Seküler bir ailede doğan bir kişi Paris'i, Roma'yı ve Lizbon'u gezerken kendi yaşadığı ülkesinde  Anadolu'nun ücra bir köyüne gitmemesi, kendi insanına yabancılaşması başka bir trejedidir.  Üstten bakma ve önyargılı bilincin körelttiği çevreler kadar kişisel haklarından mahrum kalanların hikayesi gözler önünde daha çok anlam kazanıyor. Konuşmak ve yazmak belki de tüm meseleyi, sorunları kolayca çözüme kavuşturmayacaktır ama bilinçli bir vatandaşı yetiştirec

LÂF, SÖZ VE KELÂM ÜZERİNE

Resim
Lâf, söz ve kelâm hepsinin farklı bir anlamı olduğu kadar mertebeleri de farklıdır. Hiyerarşik bir yapıya sahiptir diyebiliriz. Sıralamaya alırsak lâf altta, söz ortada ve kelâm en üstte yer alır. Başka bir deyişle söylersek söz nötr bir kavramdır, onun alt dercesine lâf üst derecesine kelâm denir. Eskiden lâf için  bakın ne denilirmiş ''halının altına süpürülen  pislikler, tozlar'' ve bir zamanlar birisi hakkında  lâf söylemiş demek hakaret sayılırmış. Pehlevi dilinde lâf demek boş söz demekmiş. Söz'e gelirsek genellikle en çok başvurulan kelimedir. En çok kullanılan ve en çok duyulan. Beki de bu yüzden hep ortada olan yani herkesçe paylaşılan ve yıpranan kelimedir. Söz için anlaşma yapılır söz için programlar oluşturulur ve en nihayetinde söz için bir araya gelinir. Kıymeti olduğu kadar  lâf ile en çok karıştırılandır.  İlk önce söz vardı. Sözden yazıya geçtik. Söz herkes için. Yazı sadece yazanlar için.  Sözlü gelenek dünden bugüne meşakkatli yollardan geçerek ge