YALNIZLIK ÜZERİNE DERSLER

Yalnızlık herkese nasip olmaz. Yalın kalmak ve sade hayatın bir parçası olmak yığınların değil yüksek bir erdeme sahip olanların isteyeceği bir hayat tarzıdır.

Yalnız kalmak insanın elinde olabiliyorken ve faydalı sonuçlar doğurabiliyorken toplum tarafından dışlanıp yalnız kalmak ruhun krizine yol açabilir. Bundan dolayı yalnızlığı ikiye ayırabiliriz.
Biri senin elindeyken diğeri senin davranış biçiminin sonucu olarak  yansıyan tutumun adı.

Yalnız kalmak insanın gelişimine ve entelektüel hayatın ilerlemesine katkı sağlayabilir. Bu davranış bireyin elinde olduğu için yığınlardan arınıp halvet halinde ilim ile hemhâl olabilir. Yığınlara karşı hayır refleksini gösteremeyen her birey sığ ve yüzeysel olmaktan kendini kurtaramaz. Bu yüzden ilimde derinleşebilenler yani gölleri değil okyanusa dalabilenler her zaman yalnızlığın verdiği verimlilikten faydalanan insanlar olmuştur.  Yalnızlığın nedenini bırakıp sonucuna odaklanırsak burada yalnızlığı her zaman kötü tasvir edenlere karşı bir cevap mahiyetinde olduğu  gözden kaçmayan bir apaçık olduğu görülebilir.

Büyük ideallere sahip olanlar peygamberler ve filozofların neden yalnız olduğu üzerinde durmak gerekir. Çobanlığın peygamber mesleği olmasının coğrafi koşullar yanında başka bir tarafı ise genellikle yalnız  oluşlarıdır. Yalnızken düşünme refleksi daha aktif çalışır. Yalnızken kimsenin görmediğini yani hakikati ancak sen görebilirsin.  


Yalnızlığın bir diğer kaçınılmaz sonucu halk tarafından dışlanmaktır. Dışlanan birey ya halkı huzursuz bırakmış ya da düşünceleri halkın düşüncelerinden farklı olduğu için kabul görmemiştir. Toplumun benimsediği kavramlar ile toplumun üzerinde kesinlikle ittifak olduğu düşüncelere karşı çıkan herkes dışlanmayı da göze almalıdır. Muhalif olmak yalnızlığa giden adımın birincil sebebidir. 

Bugüne kadar sana empoze edilen bilgilerin tam karşısına çıkabilme cesaretini gösteren her birey  eleştiri oklarını da razı olması gerekir. Eleştiri okları bunun yanında hafif kalır canını feda etmekten geri durmaması gerekir. İnandığı, doğru bildiği değerin uğruna halkın, yönetimin armağan ettiği zehri zevkle içebilmelidir. Sokrates'in hayatı bu konuda bize doğru fikirler verir. 

Halk tarafından dışlanan birey kendini bulmaya yönelik adım atarsa bu onu kurtarmaya ve hayatını verimli kullanmaya götürecektir ama yalnızlığa alışamayan birinin ya da bir uğraşı olmayan biri için felaket senaryoları artık içten bile değildir. İntihar etme bu durumlarda ortaya çıkan bunalımın somut örnekleri olacaktır. Kimsesiz bir yaşamı kabullenmek herkesin isteyebileceği bir hayat değildir. Uyum sağlamayanlar intiharı tek kurtuluş olarak görürler. 

Yönetimin de yalnız insanlarla arası iyi olmamıştır çünkü yönetim birliği ister birlik olunca yönetim kolaylaşır aynı düşüncede hizaya çekilen herkesi yönlendirmek de kolay olacaktır. Bu yüzden yalnız kalanlar bu uyumu sabote edeceklerdir. Sabote eden şey aykırı düşüncedir. Farklı pencerelerden bakan kimse birliği tehlikeye sokan kişidir. Düşünmek bu yüzden yalnızlar için büyük bedel ister.

Sanat alanında yalnızlık ise sanatçıların doğası gereği benliğinde bulunan özelliktir.  Bir sanatçı yalnızken düşleyebilir yalnızken farklı bir portre, şiir ortaya koyabilir. Üzerinde düşünülmeyeni düşlemek sanat ile yoğrulanlar arasından çıkmıştır.  Bundan dolayı yalnızlık sanatçının ekmek parasıdır. Duyuları tatmin etmek, karnını tatmin etmek kadar onlar için değerlidir. Herkese değil elbette bazılarına.







Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

VANİTAS VANİTATUM HOMO

HİÇLİK ÜZERİNE DERSLER

HAYAT FAZLASIYLA CİDDİYET İSTER

İNSAN ULAŞAMADIĞI HEDEFİN HAYALLERİYLE YAŞAR

NEREYE GİDERSEM GİDEYİM ORADA BENİ YAKALAYIVERİR HÜZÜN

DİPLOMALI STATÜ GEVEZELİĞİ

ETİK DAVRANIŞLARI ÜZERİNE SAPTAMALAR