Bitimsiz Bir Devinim: Düşünme

 Düşünme bitmeyen çilenin ürünü, cevheri. Düşünme öncenin, şimdinin ve sonranın hadiseleri üzerinde neden-sonuç bağlamında mantık ilkeleri çerçevesinde bir yargıya, hükme varmaktır.

Düşünmenin ilk önemli özelliği kendinle bir hesaplaşmayı göze alabilme cesaretidir. Bu hesaplaşma doğru ve yanlış saptamaları bulmak ve hakikat adına çarpıtma yapmamak demektir. İnsan istemediği şeyleri görmek, duymak ve hissetmek istemez. Düşünce bunları kabul ederek yola koyulmayı bize öğretir. Sonucu ne olursa olsun istemediklerimiz karşısında metanetli olmak ve olanı olduğu gibi kabul etmek zorunda olduğumuz kavratır. 

Olanı olduğu gibi kabul etmezsek hülyalar aleminde asûde düşler içerisinde bir yola başvururuz burada artık mantıkî ilkeler yok olur ve hayaller aleminde bir seyir hasıl olur. 

Düşünmek bitimsiz bir devinimdir. Her daim devam eder. Zihni kurcaladıkça kurcalar. Şüphe tohumlarını eker. Düşünmek bir ağacın kökleri gibi suya ulaşmak için derine indikçe iner. Sağa sola yayıldıkça yayılır. Düşünmek bir arayıştır. Sonu bitmeyen bir hikaye, kaynağı bulunmayan bir pınar. Dibi görünmeyen bir uçurum evet düşünme bir uçurum, kendini atarken bir daha geri dönülemeyecek yol, güzergah. Tutunmak için bir haykırış bile nafile kalıyor. Sesini duyan yok. İniltilerini sezen yok. Kendinden başka kimsenin bulunmadığı münzevi bir mekan.

Düşünme yolda tefekkür hâli, adımlarda fikirlerin çarpışması, zihinlerde birbiriyle didişen ve asla uzlaşmayan bir çocuk gibi.

Düşünme gölde, sığ sularda yüzmek değil okyanusa dalmak dev dalgalara karşı mücadele vermek ve yaralı bir şekilde kıyıya ulaşmak demektir.

Fikirsiz bir yaşam hayvansal bir yaşamdır. İnsanlar fikirler ile var olur. Fikirler ile hayat anlam kazanır. Fikir ile hayatını kolaylaştırır. Fikir ile daha iyi bir şehre daha iyi bir yönetim anlayışına sahip olur.

Fikirsiz sanat olmaz. Düşünce olmaz. Felsefe olmaz. Burada yurttaş can çekişir. İyiyi, doğruyu ve güzeli bulamaz. Güzeli görmekten nasipsiz kalan birine artık kim yardımcı olabilir?

Güzeli temaşa etmek orada zamanı unutmak ancak bize imgelemin bir fikri olduğu zaman anlamlı hâle gelebilir ve harcadığımız zamanın aslında bir kayıp olmadığını bir kazanç olduğunu anlarız.

Düşünmek hem bir tasavvur hem de efkârlanma hâlidir. Efkâr kelimesinin kökeninde fikir vardır. Fikir için efkârlı olması tesadüf değildir. Bu yüzden mütefekkirlerin çoğu melankoliktir. Hüzün ile dost olmayan irfan sahibi olamaz.

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

VANİTAS VANİTATUM HOMO

HİÇLİK ÜZERİNE DERSLER

HAYAT FAZLASIYLA CİDDİYET İSTER

İNSAN ULAŞAMADIĞI HEDEFİN HAYALLERİYLE YAŞAR

NEREYE GİDERSEM GİDEYİM ORADA BENİ YAKALAYIVERİR HÜZÜN

DİPLOMALI STATÜ GEVEZELİĞİ

ETİK DAVRANIŞLARI ÜZERİNE SAPTAMALAR