Liyakatın Felsefesi

Yapılan işe ehemmiyet verip, üzerinde dirsek çürütüp, ömrünü bir alana adayıp ve değer verip başarılı işler yaptıktan sonra o işin ehli olursun.

 İşte o iş ehline ben liyakat diyorum.

Liyakat olmadan ciddi işler başarmak imkansızdır. İnsanın yasasına aykırıdır. Liyakat demek can suyu demektir. Yeniden hayata dönmektir. Çarkın işlemesi demektir. Çarkın işlemesinde bozukluk varsa orada rant vardır. Orada kayırmacılık vardır. Kayırmacılık olan yerde liyakat olmaz. İşin ehli olanlara değer atfedilmeyen yerde toplum sıhhat göremez. Ciddi yatırımlar olmaz. Halk akıl sağlığını yitirir. Toplumsallık zedelenir. Kutuplaşma artar. Çirkinleşme vuku bulur. Güvensizlik semptomları baş gösterir. Burada iyi yaşam son bulur.

Liyakat değer görülen yerde filizlenir. Sosyal şov peşinde koşmaz. Takipçi kasma ve bir yere yaranma telaşına düşmez. Gerekirse acı reçete uygular ve sonucu bekler. Bazıları hoşnut olmayacak fakat dirayet sahibi insanlar memleketin refahı için bu yolu denemek zorundadır. Liyakat demek memleketi olduğundan daha ileriye taşımak demektir.

Liyakat terakkidir. Liyakat iyi yaşamdır.  Şark toplumları iyi yaşama hasret kalmıştır. Günü kurtarma değil geleceği kurtarma derdinde olmalıyız. Bu bilinç içinde hareket etmemiz gerekir. 

Hayat yalnızca yemek, içmek ve  çiftleşmekten ibaret değildir.  Gelecek nesillere mirasımızı aktarmaktır. Daha iyi bir gelecek sunmaktır. Aklımız ve kalbimizle doğru yol üzerinde olmaktır.

Mazlumun ve yetimin hakkına riayet etmektir. Sahipsiz kimselerle arkadaşlık etmektir. Dışlanan insanları kucaklamaktır. Yalnız kendi iyiliğimizi sadece kendi sonumuzu düşünerek hareket edersek zalimlerden ve fasıklardan oluruz. Bozulmuş toplumun alametlerini def etmek gerekir.

Liyakat görev ahlakına uygun davranmaktır. Görevini lakayt bir şekilde değil disiplin içinde yürütmek gerektiğinin farkında olmaktır. 

Yönetenler ve yönetilenler liyakat sadece bir gruba değil bir kimliğin ayrılmaz parçası olmalıdır.

Siyaset ehli olanlar liyakat kelimesinin hakkını vermelidirler. Söylemle değil eylemle bunu en güzel şekilde icra etmelidirler. Yoksa halkın gönlünde taht kuramazlar. 

Liyakat olmayan yerde bilim adamı da durmaz. Bu ülkeyi terk eder. Şahsa göre şerbet değil işe göre hakkını vermek gerekir. İlim değer görülmeyen yerden firar eder. Cahil toplumların ıslahı nitekim zahmetli olur. Bu yüzden ilim ehli olanlar değer görülmeli, el üstünde tutulmalı, eleştiri yaptığı zaman onu hapsetmek ile korkutmamalı bilâkis teşekkür etmelisiniz. Zararın neresinden dönersek kârdır.

Liyakat etimolojisine baktığımız zaman Arapça bir kelime olup 'lyk' kökünden gelip yakışma ve yakıştı manasına gelmektedir. Bu yüzden  liyakat sahiplerine işini severek, isteyerek ve kendine yakıştırarak yapmalıdır. 

Liyakat sahibi toplumlar refahın bol olduğu ve ilmi faaliyetlerine yoğun olduğu toplumlardır. Orada bir şaibe olmaz. Lekeli ve kirli işler dönmez. Kolay yoldan mevki sahibi olmak mevzu bahis olamaz.  Hak etmiş ise ancak ona layık ise orada görev yapabilir.

Liyakat es geçilebilir bir durum değildir. Kenara atılacak sonradan kullanılacak bir malzeme de değildir. Liyakat her an zihninize kazınmış bir mıh gibi orada durmalıdır. Herkesin ihtiyacı olan budur. Herkesin refahı burada yatmaktadır. Şimdilerde üzeri toz ile örtülmüş olan bu mukaddes değeri yeniden işlerlik kazanma vaktidir.

Hepimizin kurtuluş reçetesi liyakattır.



Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

VANİTAS VANİTATUM HOMO

HİÇLİK ÜZERİNE DERSLER

HAYAT FAZLASIYLA CİDDİYET İSTER

İNSAN ULAŞAMADIĞI HEDEFİN HAYALLERİYLE YAŞAR

NEREYE GİDERSEM GİDEYİM ORADA BENİ YAKALAYIVERİR HÜZÜN

DİPLOMALI STATÜ GEVEZELİĞİ

ETİK DAVRANIŞLARI ÜZERİNE SAPTAMALAR