YAŞAMA TUTUNMA BİÇİMLERİ

 Hayatın akışında herkes tutunacak bir dal, uzanacak bir el, ve sarılacak bir kol arar. Hepimiz noksan varlıklarız. Güçlü yanlarımız olduğu kadar zayıf yanlarımız da var. Riyâkarlık sergilemeyecek olursak bireysel bir yaşamda kendimizi teslim edeceğimiz birilerine ihtiyaç duyarız. Tıpkı güvenli bir ortama ihtiyaç duyduğumuz gibi. 

Zayıf yanlarımızla yüzleşebilme cesareti bu konuda ehemmiyet teşkil ediyor. Yüzleşmenin farklılık barındırdığı bir yana tepkiselliğin de çeşitliliği bu konuda bariz ortaya çıkıyor. Yaşama tutunma biçimleri olarak 3 ana kavramdan yola çıkarak noksanlıklarımızla yüzleşebilmek için gayret sarf edeceğim. Bu 3 ana kavram Din, aşk ve ideolojidir. Şimdi bunları açalım.

Din'e tutunmak ve tutulmak yukarıda yazdığım üç cümleden biri olan uzanacak bir el olarak bağdaştırmak istiyorum. Aşkı da sarılacak bir kol, ideoloji ise tutunacak bir dal ile özdeşleştiriyorum. 

İnsanın ısınması için dine gereksinimi vardır. İmanın yaşamın çetrefilli ve bunalımı karşısında dayanacak bir güç olarak karşımıza çıkar. Her olumsuzluğun karşısında sabredecek yüce bir değerdir din. Dinin temel amacı rızaya dayanır. Travma ve trajediler Tanrının insanı sınaması için gönderilen musibetler olarak algılanır. Burada kişi teslim olup, rızaya uyarsa sınavı geçmiş ve başarılı olmuş olur. Bu açıdan baktığımızda tutunma biçimleri arasında en etkili olanı, dirençli olanı dindir. Bunun sonucunda vaat edilen cennete ulaşılmış olur. İşte bu rızanın ödülüdür. Sabrın meyvesidir. 

Tutunma biçimi olarak aşka baktığımızda her daim maşuka kavuşmanın peşinde olmak ve ummak insanı diri tutar. Yani hedefe ulaşmak için sabretmek, çabalamak, gayret göstermek yaşamda oyalanacak bir değere sahip olmak tutunmak için elverişlidir. Burada maşuka kavuşamamak iki biçimde karşımıza çıkıyor bunlardan bir tanesi platonik aşka dönüşüp kavuşamacak gerçeğini bilse dahi dayanacak bir duvar şeklini alıyor yani tutunma devam etmiş oluyor. Diğeri kavuşamanın gerçeğinin farkında olan ve meşgul olunacak başka bir ulvi değere sahip olmadığından sonu hüsran ile biten trajedinin parçası oluyor.

Tutunma biçimlerinden diğeri ideolojilerdir. Hayatın seyrinde doğru olana gönül vermek, iyi ve değerli bir yaşamın zihinde tasarlanan ideolojide aramak ve bulmak, insan toplamak, fikirleri yaymak, kendini ona adamak, özdeşleştirmek yani tutunacak bir dala sahip olmak süreklilik için önem arz ediyor. Burada bir kitlenin içinde olmak insanı tatmin kılıyor ve güvende hissettiriyor. Adanmışlık, yaşamdan payını eksiltip enerjiyi buraya vermek tutunmanın şiddetini arttırıyor. İdeolojiler bireysel menfaatlerin önüne geçer. Toplumsallığın zirve yaptığı sahalardır. Yıllarını bunun peşinde koşmanın verdiği uğraşı ile idame ettirmek hayata tutunmanın başka bir yoludur.  

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

VANİTAS VANİTATUM HOMO

HİÇLİK ÜZERİNE DERSLER

HAYAT FAZLASIYLA CİDDİYET İSTER

İNSAN ULAŞAMADIĞI HEDEFİN HAYALLERİYLE YAŞAR

NEREYE GİDERSEM GİDEYİM ORADA BENİ YAKALAYIVERİR HÜZÜN

DİPLOMALI STATÜ GEVEZELİĞİ

ETİK DAVRANIŞLARI ÜZERİNE SAPTAMALAR