ETİK DAVRANIŞLARI ÜZERİNE SAPTAMALAR



Etik, değerler hakkında düşünme, düşünceyi hayata dökme pratiğidir. İyi insan olmak, başkalarının zorlukları karşısında ona yardım etmek, kötü söz söylememek etik davranışlarına örnek gösterilebilir. Bir kavramı tam anlayabilmek için onun etimoloji kökenini iyi bilmek gerekir. Gazali bir kelimenin hakikatini öğrenmek istiyorsan onu yarmalısın der. Yani etimolojisini öğrenirsek ancak sağlıklı sonuçlara varabiliriz.

Etik terimi Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen ''ethos'' sözcüğünden türemiştir.  Genellikle Türkçeye 'ahlak' olarak çevirisi yapılsa da bu yanlıştır çünkü etik kavramı ahlakı da içine alan genel bir terimdir. Şimdi etik olduğunu bildiğimiz bir davranışın sırf etik olduğu için uyguladığımız zaman etiğe uygun davranmış olur muyuz sorusuna gelebiliriz.

Örneğin; yalan söylememek etik bir davranış olarak tasvir edebiliriz. Her zaman doğruyu söylemek bazen toplum için infiallere neden olabilir. Gerektiği yerde özellikle yönetim alnında toplumun refahı için yalan söylemek kaçınılmaz olarak görülüyor. Kişiler arası duruma gelirsek birinin zararına da olsa yalan söylemek etik davranışı olarak uygun görülebilir ama insani vicdan bu durumu bertaraf ederek yalan söylememeyi tercih eder.  Böylece bu davranış sonucunda etiğe uygun olarak davrandığımızı söyleyemeyiz. 

Başka bir örnek üzerinden yol alırsak mesele tarafsız olmak etik davranışa uygundur. Bir insan gerçekten tarafsız olabilir mi? Yargıçlar, jüriler ve toplumsal hayatta bir anlaşmazlık çıkınca insan salt aklı ile düşünebilir mi? Eğer duygular devreye girerse tarafsız olması biraz ehemmiyetini kaybetmiş olur. Örneğin Bir hâkimin çok sevdiği kardeşi suçlu bulunup mahkemeye çıkarılmıştır. Duygularına yenik düşüp yasayı bir kenara atarsa etik bir davranıştan uzaklaşmış olur. Yani duygularına yenik düşünce salt akıl devre dışı kalır. Onun için doğru olan bu tutum yasa için yanlış olur.

Kendi yararını düşünerek yapılan davranışlar bazen doğru sonuçlar vermesi bunun tamamen etiğe uygun olarak değerlendirmesi ile eş tutulamaz. Etik olduğunu bildiğimiz bir davranış sırf toplumun gözünde iyi gibi görünme çabasına girersek bu bir yanılsamadan ibaret olarak kalır. Başkaları ne der? Başkaları gibi düşünmek. Başkalarının doğruları üzerine fikir inşa etmek ya da eylemde bulunmak sadece göz boyamanın adı olur. Aslında iyi bir şey yaptığımızı düşünürüz ama yaptığımız eylem bizim karakterimizi tam yansıtmaz. En nihayetinde ethos sözcüğünün kişilik ve karakter anlamına geldiğini unutmayalım.

Etik kavramını felsefi açıdan değerlendirmeye alırsak burada toplumsal anlayışta bir idealden söz edebiliriz. Yani toplumu inşa eden değerleri eğer iyi organize edersek ve teorisi kadar pratikte de başarı mekanizmasına dökebilirsek içtimai açıdan olumlu olur. İnsanlar arası ilişkiler ve bu ilişkilerin sağlam bir temele oturtulması için etik çok önemlidir. Evrensel değerler olan ilkeleri toplum tarafından benimsenirse insani değeri de yükseltmiş oluruz. Etik değerlerden yoksun bireyler toplum açısından tehlikeli olur. Bunu şu örnekle açıklayabiliriz. Rüşvet almak kötü bir eylemdir. Bu değerleri bilmeyen insanın rüşvete yönelmesi hem kendi ruhu hem de toplumun ruhunu bozacaktır. Ya da hırsızlık yapmak tüm dünyada olumsuz değer atfedilen bir eylemdir. Dini hassasiyeti yahut evrensel değerlere sahip olmayan birey hırsızlık yapar. Kolay yoldan servet sahibi olur ve insanın alın teri ile kazandığı parayı sömürür. Eğitimin temel amacı da işte burada ortaya çıkıyor. Etik değerler ile donatılmış bir birey her kötü durumdan kendini sakınır. Hem kendine hem de yaşadığı topluma faydalı birey olmaya çalışır.

Etik türlerine bakacak olursak burada birçok sınıflandırmaya gidebiliriz ama başlıca üç başlık açıp bunun etrafında bir inceleme yapmaya çalışalım. Etik türlerini doğa etiği, toprak etiği, meslek etiği olarak incelersek doğa etiğinde yaşadığımız çevreye her zaman duyarlı olmak zorundayız. Ormanların hızla yok olduğu dönemde ormanlara sahip çıkmak zorundayız. Toprağa hürmet ile yaklaşmak ve onun önemini iyice kavramalıyız. Meslek etiği ise özellikle bu korona virüs sürecinde daha bir önemli hâle geldi. Doktorlar ve hemşirelerin değerini daha iyi anladık. Herkes kendisine düşen görevi en iyi şekilde yapmalı yani ehliyet ve liyakat öncelikli olmalı liyakata sahip bireyler meslek etiğini de iyi bilen kimselerdir ama etik olduğunu bildiğimiz bir davranışı sırf başkalarının gözü boyamak için yapıyorsak bu davranış etik olmaktan çıkar.


İnsanın insanla olan ilişkisi ister istemez bazen kopuklukları meydana getirebiliyor. Her insan hata yapabilir. Her meslekte dalgınlıktan ya da yanlış sonuçları iyice irdelemediği için etik olarak olumsuz bir durum meydana gelebilir. Böyle hataları üzeri de örtülebilir ama bilerek, isteyerek etik olarak uygun olmayan davranışları sergileyen bireylerin hem yasa tarafından hem de toplum tarafından bir yaptırımı olması gerekir. Yasalar gerektiği gördü yerde hapis cezası yahut para cezası verebilir. Örneğin tecavüze kalkışan birinin yasa tarafından cezasız kalmaması gerekir toplum tarafından cezası ise dışlanmadır yok eğer dışlanmaz ise yaptıkları olağan gibi gösterilirse bu durum başkalarına kötü örnek teşkil etmiş olur. Mesele hırsızlık yapan biri cezasını gördükten sonra toplum tarafından hoş karşılanıyorsa ve hemen onunla sıcak bir ilişki, sohbet ortamı kuruluyorsa bunu küçük çocuklara olan tesirinin ne olacağını varın siz düşünün.

Bir mekânda etik kuralına uyup başka bir yerde ise etik kuralları ihlâl etmekte doğru bir yaşam tarzı olmaz. Örneğin bir kahvede iken sigara içmek yasak ve arkadaş ortamı da bu duruma izin vermeyeceği için bu kurala uyulsun lâkin eve gelince bu kuralı ihlâl edip aile fertlerini dinlemezse burada zıt iki durum meydana gelmiş oluyor. Böylece çatışma ve anlaşmazlık kaçınılmaz olarak ortaya çıkar.

Sonuçta etik olarak sergilediğimiz davranışın başkalarının menfaatine göre konumlandırırsak ve o şekilde eyleme dökersek etiğe uygun davranmış olmayız.

Sadece kendimiz kandırırız. Bir oyunda kullanılan maskeyi takıp sonra o oyun bitiği için çıkarılan maskeye dönüşür. İnsanları yanıltıp ve buradan kazanç sağlamaya ya da itibar görmeye çalışmakta gafletin bir örneğidir.



Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

VANİTAS VANİTATUM HOMO

HİÇLİK ÜZERİNE DERSLER

HAYAT FAZLASIYLA CİDDİYET İSTER

İNSAN ULAŞAMADIĞI HEDEFİN HAYALLERİYLE YAŞAR

NEREYE GİDERSEM GİDEYİM ORADA BENİ YAKALAYIVERİR HÜZÜN

DİPLOMALI STATÜ GEVEZELİĞİ